11 Mayıs 2014 Pazar

Mehry Mu

Moda dünyasında yıllardır inanç sembollerinden faydalanılmıştır. Bu sembollerden biri olan Fatma'nın eli, moda tasarımcılarına ilham kaynağı olmuştur. Özellikle Kuzey Afrika'da çok değerli olan bu sembol, gücü ve bereketi simgeler. Çoğu insan tarafından uğurlu olduğuna inanılır, pek çok tasarımcının da tercihleri arasındadır.
Günümüzde sayıları azımsanamayacak kadar çok olan moda takipçileri bu tür sembollerin uğuruna inanmakta olup, bu sembolleri kullanan tasarımcıların ürünlerine daha çok rağbet etmektedirler. Bu sembollerden ilham alan tasarımcılardan biri de Mehry Mu markasının yaratıcısı Güneş Mutlu.
Güneş Mutlu'nun tasarladığı Mehry Mu çantalar Türkiye'deki ilk ''designer bag'' olarak gösteriliyor. Üniversite hayatında psikoloji eğitimi alan Güneş Mutlu'nun 2006 yılında hayata geçirdiği Mehry Mu markası büyüyerek şimdiden adını dünya çapında duyurmaya başladı bile. Türkiye dışında da Fred Segal-Los Angeles ve New York'da 25 Park adlı dükkanlarda satışları olan bu çantalar Marc by Marc Jacobs, Tory Burch gibi markalarla yan yana satılıyor ve iyi de yarışıyor. Bu ikonik çantaları Türkiye'de Ece Sükan, Ayşe Boyner, Ezgi Kıramer gibi ünlüler sıkça kullanıyor.
Mehry Mu markasının tasarımcısı Güneş Mutlu ile haftaiçi Bebek'teki showroomda buluştum. Beni çok içtenlikle karşıladı. Röportaja başlamadan önce biraz sohbet ettik. Kendisinden bahsederken 4 yaşında bir oğlu olduğunu öğrendiğimde çok şaşırdım. Kendisi bir hayli genç gözüküyor. Daha sonra ben üniversite ve İMA'daki eğitimimden bahsettikten sonra zaman kaybetmeden röportaja başladık.

Melisa Damla: Öncelikle Güneş Mutlu kimdir? Moda ve tasarım dünyasına girişiniz nasıl oldu?
Güneş Mutlu: Liseyi Robert Koleji'nde okuduktan sonra Amerika'ya gittim ve psikoloji eğitimi aldım. Bu sayede insanları ve toplumu biraz daha iyi tanıma fırsatı elde ettim ve hem kişisel hem iş hayatımda benim için güzel bir temel oluştu. Sonrasında Türkiye'ye döndüm ve medyada çeşitli alanlarda çalıştım. Ağırlıklı olarak reklam satış ve pazarlama bölümünde çalıştım. Daha sonra Türkiye'de internet satışında bir eksiklik gördüm ve 2006 yılında tasarım ürünleri olan bir website kurdum. Bu websitesinin içinde satacak, tasarım değerleri yüksek, fiyatı daha uygun, kaliteli çantalar bulamayınca kendim tasarlamaya ve marka yaratmaya karar verdim. Dolayısıyla Mehry Mu doğdu ve benim de hayatımın çok büyük bir parçası oldu. Mehry Mu'nun dışında da dört buçuk yaşında bir çocuk annesiyim.
Melisa Damla: Mehry Mu markasının ismi nereden geliyor?
Güneş Mutlu: Mehry Farsça'da Güneş demek. Mu da soyadımın ilk iki harfi.
















Melisa Damla: Çanta tasarımlarınızda sıkça kullandığınız Fatma'nın eli sembolünün sizin için özel bir anlamı var mı?
Güneş Mutlu: Fatma'nın eli bolluk, bereketi simgeler. Onun dışında zor zamanlara karşı gücü simgeler. Ama bunun ötesinde benim için özelliği açık bir el olması ve toplumun geldiği noktada bütün bu kapalılık, gizlilik içerisinde insanlara karşı açık olmak, pozitif olmayı da simgeliyor.
Melisa Damla: Tasarımcı olarak nelerden ilham alıyorsunuz?
Güneş Mutlu: Benim için en önemli ilham noktaları Doğu mimarisi,kumaşlar,mücevherler,kapılar,saraylar,camiler,kilimler… Aklınıza gelebilecek çok fazla Doğu'dan gelen detay. Ama bunu Doğu diye de sınırlandırmamak lazım. Örneğin, Akdeniz'de bir sahil kasabasının sıcaklığından da etkilenebilirim. Bu yaz Capri'deydim. Capri'deki palmiye ağaçları, seramik çalışmaları, limonlar beni çok etkiledi. Kısacası beni etkileyen şey aslında insanların yüzyıllar boyunca yapılmış tasarımların toplumlara ve şehirlere kattığı tasarım DNA'sı. Bir bütünlük içinde bakıyorum bu olaya ve sadece tasarımsal olarak değil akıllı,şık,çalışkan,etkileyici kadınlar. İşte buna moda dünyasında ilham perileri de deniyor. Bu tip kadınlar da beni etkiliyor.
Melisa Damla: Çantalarınızın Minku bag, Melo bag ve Rez bag gibi isimleri var. Bu isimler nereden geliyor?
Güneş Mutlu: Çantalarımın hepsine arkadaşlarımın isimlerini veriyorum. Rez bag arkadaşım Rezzan'dan geliyor. Fatma'nın elini çok seven birisi olduğu için. Minku bag arkadaşım Sanem'den geliyor. NewYork ve İstanbul'da yaşayan bir stylist olup, çok seyahat ettiği ve sürekli çantalarının içine çok fazla şey doldurması gerektiği için. Melo bag ELLE Dergisi Moda Direktörü Melis Ağazat'ın vintage ve feminen karışımı çizgisine ithafen yaratılmış bir çanta. Bunun yanında da sırada Yapo bag var. Yapo bag de arkadaşım Yaprak Aras'ın Mehry Mu'yu kurduğum ilk günden beri gözlü çantalarımı çok desteklediği için ona ithafen yeniden canlandırdığım bir model olacak. Bir de son olarak Aysh bag var. Arkadaşım Ayşecan'a ithafen yaptığım bir çanta. O da şık ve rafine çizgisine ithafen yapılmış bir çanta.
Melisa Damla: Mehry Mu'nun favoriniz olan bir modeli var mı? Varsa hangisi?
Güneş Mutlu: Çantalarımı ayırt edemiyorum. Hepsini çok seviyorum ve çantalarımı çok fazla değiştirmiyorum. Dönem dönem hep aynı çanta kullanıyorum. Bunun sebebi o çantayı satın almış insanlarla empati kurabilmek ve anlayabilmek çantadan memnun mu, yani başkasının gözünden de değerlendirip kullanıyorum. Dolayısıyla hepsini çok seviyorum ve kullanıyorum.
Melisa Damla: Önümüzdeki yeni yıl için farklı bir tasarım çalışmalarınız var mı?
Güneş Mutlu: Varolan Sultan gece çantamızın kadife ikat ve süet versiyonunu yaptım. Melo poşetlerimiz bu yılbaşında metalik versiyonlarda müşterilerimizin karşısına çıktı. Bir de sırma işli Aysh modelinin clutch versiyonu çıkıyor.





Melisa Damla: Kendi stilinizi nasıl tanımlarsınız?
Güneş Mutlu: Kendi stilim çok düz, fakat bu stilimi düz bir kanvas olarak düşünüyorum ve onun üstüne mutlaka eklektik ya da etnik birtakım takılarım oluyor. Takılarım olmadan hiçbir zaman çıkmam. Yatarken bile üstümde her zaman bir şey vardır. Bilmiyorum belki çok düz giyindiğim için. Onun dışında ayakkabı çok severim. Stilime uygun,hoş,güzel ayakkabılar giymeyi severim. Kışları da aksesuar olarak mutlaka üzerime değişik şallar ve atkılar eklerim.
Melisa Damla: Alışverişe çıktığınızda en çok satın aldığınız ürün nedir?
Güneş Mutlu: Değerli,değersiz mücevher. Ne yazık ki çoğu zaman ihtiyacımdan fazlasını alırım. Bir de ayakkabılar.
Melisa Damla: Bir çanta tasarımcısı olarak siz de en çok çanta mı satın alırsınız?
Güneş Mutlu: Eskiden çanta çok satın alıyordum. En çok satın aldığım şeylerin başında çanta ve ayakkabı geliyordu. Bu kadar çok çanta biriktirmiş olmanın da mesleğime katkısı olduğunu düşünüyorum. Artık sadece çok hoşuma giden vintage çantaları ilham için ve kendi arşivim için alıyorum. Onun dışında sadece Mehry Mu çanta kullanıyorum.
Melisa Damla: Global anlamda sevdiğiniz tasarımcılar kimler?
Güneş Mutlu: Dries Van Noten en beğendiğim marka, iki sebepten dolayı. İlki, çizgisini çok beğeniyorum. Eklektik,oryantal çizgiyi çok güzel modern kadının üzerine taşıdığı için. İkincisi de iş anlamında çok beğendiğim bir marka. Çünkü kendisini moda dünyasının bu tüketen yapısının içinde çok güzel koruyabiliyor ve kendi yolunda güzel bir şekilde devam edebiliyor.

Bu ikonik çantalar Türkiye'de Beymen Blender, Midnight Express,lidyana.com ve enmoda.com da satılıyor. Dünyada da Fred Segal-Los Angeles ve New York 25 Park adlı dükkanda satılıyor.
Markanın daimi müşterileri arasında Ümit Boyner, Rezzan Benardete, Lian Kebudi,Ayşe Boyner,Ece Sükan,Ezgi Kıramer gibi isimler yer alıyor.


















4 Mayıs 2014 Pazar

Trend: Ombre Saçlar

Birkaç sezondur hayatımızda olan fakat çok fazla günışığına çıkmayan ombre saç modası bu sezon altın çağını yaşıyor. Defilelerden moda haftalarına, sokak modasına kadar her yerde gördüğümüz bu trendi önümüzdeki zamanlarda da sıkça görecek gibiyiz. Ombre, doğal saç rengine sadık kalarak saç uçlarına uygulanan boyama işlemine deniyor. Kontrast görünüm yaratan bu trend podyumlara da sıçradı.
İstanbul Moda Haftası'nda ombre saçlar ön plandaydı. Zeynep Tosun, Özgür Masur gibi tasarımcıların defilelerinde mankenler podyuma ombre saçlarıyla çıktılar. Mankenlerin saçları L'Oreal Paris Renk Uzmanı Ahmet Çoban tarafından hazırlandı. Ahmet Çoban, kişinin tercih edeceği saç renginin cilt rengine uyumlu olması gerektiğinin altını çiziyor. ''İki ana ten rengi var; sıcak ve soğuk renkler. Sıcak ten rengi için yakışan saç renkleri arasında bakır, kumral ve kızıl tonlarını sayabiliriz. Soğuk ten renkleri içinse buğday, bal köpüğü gibi renkler tercih edilebilir.''
Saçlarda her zaman natürel bir görünümü savunan Ahmet Çoban'ın favori uygulaması ise 'Ombre'. ''Boya yaptırmaktan çekinen ama trend bir görünüm isteyen herkese, Ombre uygulamasını tavsiye ederim. Saç uçlarına doğru renk geçişleri sağlayan gölgeler diye tabir ettiğimiz Ombre uygulamasını, L'Oreal Paris Ombre serisi ile evde uygulamak çok kolay.''
Kişinin ten rengine, göz rengine, kaş rengine uygun bir Ombre uygulaması yapılması gerektiğinin de altını çiziyor Ahmet Çoban.



SAĞLIKLI SAÇLAR İÇİN…
L'Oreal Paris Renk Uzmanı Ahmet Çoban daha sağlıklı saçlar için şunları öneriyor: '' Doğru şampuan ve doğru bakım kremi çok önemli. Boyalı saçlar için L'Oreal Paris Elseve Color Vive serisini öneririm. Ayrıca her banyodan sonra mutlaka boyalı saçlar için olan L'Oreal Paris Elseve Extraordinary saç bakım yağı, renk koruma adımları arasında yer almalı. Bayanlara saçlarını çok sık toplamamalarını öneririm. Sürekli sıkıca toplanan saçlarda dökülme ve kırılma çok sık görülür. Saçları fazla uzatmamak da saçların sağlıklı görünmesi için en iyi çözümlerden bir tanesidir. Dengeli beslenmek ve spor yapmak da saçın kalitesini etkiler.''







27 Nisan 2014 Pazar

Styling Nasıl Yapılır?

Moda dergileri her ne kadar insanların trendleri rahatça takip etmesini ve yeni ürünlerden haberdar olmasını sağlıyorsa, bunu son dönemlerde popülaritesi gittikçe artan dizi ve filmlerin aracılığıyla da görmek mümkün. Artık dizi ve filmlerdeki karakterlerin giyim tarzları da insanlara ilham oluyor ve onlara trendler hakkında fikirler veriyor. Stil danışmanları, dizi ve filmdeki karakterlere uygun styling yaparken trendleri herkesten önce koklayarak bilmeleri hatta şekillendirmeleri gerekiyor. Stylingi kısaca açıklamam gerekirse styling, kelime anlamı olarak farklı nesneleri bir arada kullanma sanatına deniyor. Yani birbirinden çok ayrı olan ürünleri bir araya getirmek diyebiliriz. Styling siyah ve beyazın uyumu olarak adlandırılabilir. Renk skalasına baktığınızda siyah ve beyaz birbirinden çok uzak ama aslında birbirine çok uyumlu iki renktir. 
Styling sürecinin nasıl geliştiğine bakacak olursak, öncelikle stylingin projelere göre değişebileceğini söylemeliyim. Stylist bir moda çekimi yapacaksa eğer ilham alacağı kaynaklar da çok oluyor. Örneğin, sokakta gördüğü herhangi bir tipten, gittiği mekanlardan ya da defilelerden etkilenip anında kafasında hikaye oluşturabilir. Yaratıcı bir çekim için akıllarındaki kız nasıl bir insan, modu nasıl, nasıl bir elbise giyiyor diye düşünmeleri gerekiyor ve 'mood board' hazırlamaları gerekiyor. Moda çekimlerinde styling yaparken dikkat edilmesi gereken en önemli unsur ise derginin okuyucu kitlesi. O dergi okuyucusuna bağlı kalıp, onların beklentisi doğrultusunda hareket etmeleri gerekiyor.




Kampanya çekimlerinde ise markayı iyi tanımaları gerekiyor, o markanın mağazalarına kimler giriyor ya da kimlerin girmesini istediklerini iyi biliyor olmaları önemli. Hedef kitlelerini belirlemeleri şart ve ona göre de güçlü bir çekim yapmaları gerekiyor. Styling sürecinin en zor kısmı ise istisnasız backstageler. İMA'da Moda Editörlüğü programında okuduğum zamanlarda styling derslerini İlkin Kurt veriyordu. Onun da bahsettiği kadarıyla en zor kısımlardan biri model bulmak bir diğeri ise mağazalardan kıyafet toplamakmış. Kıyafetler çekim sonrası mağazaya geri döneceği için çekim boyunca kıyafetlere gözümüz gibi bakmamızı tavsiye ediyor bize. Son olarak çekim öncesi stylistin yanında bulunması gerekenleri sıralıyor. Ütü, iğne-iplik, çorap bunlardan sadece birkaçı. Stylistler dergi ve kampanya çekimlerinin yanı sıra kişiye özel yapılan imaj ve stil danışmanlığı da yapabilirler.Başka bir deyişle 'celebrity stylist'.  Aşağıdaki resimler ise benim styling çekimlerimden.









21 Nisan 2014 Pazartesi

Bir Moda Çekiminin Perde Arkası

Moda dergilerine baktığımızda kusursuz fizikler, pürüzsüz yüzler, kaliteli fotoğraflar insanı büyülüyor. Peki bu moda çekimlerinin nasıl yapıldığını hiç merak ettiniz mi? Moda çekimleri genellikle hummalı bir şekilde geçer. Özellikle moda dergilerinde bu böyledir. İMA'da Moda Editörlüğü programında okuduğum zamanlarda Moda Editörü, Stil Danışmanı Mert Aslan ve ELLE dergisi Moda Editörü Hafize Çeliktürk'ün söyleşisine katıldım. Dergiyi 1 aylık süre içerisinde nasıl hazırladıklarını anlattılar. Moda çekimlerinden tutun da  makale konularının bulunmasına kadar herşeyden bahsettiler. Özellikle moda çekimleri derginin hazırlık aşamasındaki en eğlenceli ama bir taraftan da en sıkıntılı tarafıymış. Ürünlerin toplanması ise işin en zor kısmıymış. Tek tek mağazalara gidip ürünleri seçmek ve onları aldığın gibi sapasağlam iade etmek gerekiyormuş. Bu konuda konuşurken Mert Aslan bize kendi deneyimlerinden yola çıkarak ürünlere gözümüz gibi bakmamızı öneriyor. Aksi takdirde ürünün başına herhangi birşey gelirse, ürün parasını kendi cebimizden ödemek mecburiyetindeyiz.


Dergilerin çekim sürecini kısaca anlatacak olursak; her çekim öncesi elinizde 'storyboard' denilen bir kurgu olmalıdır. Yani çekim için kafanızda bir hikaye kurmalısınız ve karar verdiğiniz hikaye üzerinden bir 'moodboard' hazırlamalısınız. Bu sizin işinizi kolaylaştırır. Moodboard hazırlarken o ayki kurgunuz ne ise ona dair araştırmalar yapıp, önceki çekimlerden ilham almak size kolaylık sağlar. Çekimlerdeki önemli konulardan biri ise model seçimidir. Modeliniz düşündüğünüz kurguya uygun bir tipe sahip olmalıdır. Örneğin; romantik bir çekim yapacaksanız sarışın bir model ya da grunge bir çekim yapacaksanız daha asi, keskin yüz hatlarına sahip olan model daha uygun olacaktır. Bir diğer önemli konulardan biri ise konsepte uygun mekan belirlemek. Bunun için de çekim öncesinde pek çok yeri gezip görüp, araştırmak gerekiyor. Çekim sırasında en iyi, en doğru ışığı yakalamak önemlidir. Bu yüzden moda fotoğrafçılarına büyük iş düşüyor. Çekim mekanlarını gezerken fotoğrafçıyla beraber olmanız size büyük avantaj sağlar. Çekimlerdeki bir diğer süreç ise saç,makyajdır. Çalıştığınız kuaför ve makyöz çok önemli. İyi bir makyözün siz söylemeden her kıyafete göre uygun makyaj yapabiliyor olması gerek.